16 Aralık 2008 Salı

BİR KÜRT'ÜN ÖZÜRÜ

Aidiyet duygusundan yoksun, biz vefasız Kürtler, yüce Türk devletine ve aziz
Türk halkına verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz...

Ne 1839'da, ne 1843'te, ne 1878'de, ne 1921'de, ne 1925'te, ne 1926'da, ne
1927'de, ne 1930'da, ne 1937'de ve ne......'de öl öl bitemedik... Öldükçe
çoğaldık ve cellatlarımızdan çok yaşadık, hâlâ 20 milyonuz, özür dileriz...

Tarihte Selahaddin-i Eyyubiler, Ebu Hanife Ahmet Dineveriler, Abdülkadir
Geylaniler, Meleye Ciziriler, Feqiye Teyranlar, Molla Goraniler, Ebu Suudlar,
İdris-i Bitlisiler, Ehmede Xaniler, Mewlana Halidler,
Cemal Süreyyalar, Ahmed Arifler, Orhan Asenalar, Yılmaz Güneyler
yetiştirdik. Kültür, bilim, sanat, din ve edebiyat'ta bu coğrafya'ya ruh kattık,
hala da iflah olmadık, özür dileriz...

1071'de aynı dindeniz diye size kucak açtık; omuz omuza Malazgirt'te Bizans'a
karşı savaştık, özür dileriz...

Çanakkale'de yedi düvele karşı imparatorluk güneşi batmasın diye oluk oluk
kan akıttık, Çanakkale'yi geçirtmedik, özür dileriz...

1920'lilerde itilaf kuvvetlerini hep birlikte Anadolu'dan çıkarttık, özür dileriz...

Lozan'da iki devlete ne gerek var, birlikte kardeş kardeşe gül gibi geçinip
gideriz dedik, özür dileriz...

Ne asıl kuruculuğun nimetlerinden yararlandık ne de azınlıklar kadar hak
sahibi olabildik; bu şarkı böyle olmamalıydı diye itiraz ederek de ukalalılık
yaptık, özür dileriz...

"Vatandaş Türkçe Konuş "kampanyasına karşın biz onurumuz olan, varoluşumuzun
nedenlerinden olan Şam şekerinden daha tatlı olan anadilimizle konuştuk, her
kelime için" bedel" ödedik, yanlış yaptık özür dileriz...

"kuyruklu Kürt, dağ Türkü" küfürlerini lügatinize soktuk, analarınızın ak sütü
gibi temiz olan dilinizi kirlettik, insanlarınızın edebini bozduk; özür dileriz...

Varlıklarımızı Türk varlığına tamamen armağan edemedik, Giritlere, Mekkelere,
Balkanlara, Kafkaslara ve Ortadoğu'ya sürüldük, özür dileriz...

Şehirlerimizin, ilçelerimizin, köylerimizin, dağlarımızın, ovalarımızın
isimlerini medenileştirmek adına değiştirdiniz, biz ısrarla ve inatla eski
isimlerini kullandık, özür dileriz...

Alfabenizde olmayan x,w,q harflerini çocuklarımızın isimlerinde
kullandık, alfabenizin huzurunu kaçırdık özür dileriz...

İçlerimizden birileri sadece fikirlerini açıkladığı için gece yarıları jitem'in
kurşunlarına hedef oldu, gündemi fail-i meçhul cinayetlerle meşgul ettik; özür dileriz...

Kutsal bayramımız newrozlarda "yaşasın halkların kardeşliği "dedik, görüntü
ve gürültü kirliliği yarattık, özür dileriz...

Her rengin tıpkı ebruli sanatında olduğu gibi kardeşçe, uyum ve barış içinde
biribirini yok etmeden yaşayabileceklerini düşündük, özür
dileriz..... Çok özür dileriz.... Ama çok özür dileriz....

S.Fethi SANCAR

Hiç yorum yok: